Abstract:
İslâmiyet, halkı toplumsal yapısı itibariyle kabilecilik anlayışına dayalı
geleneklerine bağlı bir bölgede ortaya çıktı. Ortaya koyduğu öğretiler ışığında
yeni bir toplum hayatı oluşturmak için çeşitli reformları kaçınılmaz sayan bu yeni
din, ilk mücadelesini de büyük ölçüde bu gelenekle yapmıştır. Devletleşme
sürecinin başladığı Medine döneminden itibaren bu reformlar, ilk meyvesini
vermiş ve güçlü bir İslâm toplumu meydana getirmişti. Öte yandan geç dönemde
Müslüman olmuş veya Hicaz bölgesi dışından gelip bu yeni dine girmiş kabileler,
ilk etapta teslimiyetçi bir duruş sergilemiş, ancak Hz. Peygamber’in vefatıyla
birlikte geleneklerini tekrar canlandırmak istemişlerdi. Erken bir dönemde
başlayan iktidar mücadeleleri, geleneklerini canlandırmak isteyen bu kabileler için
yeni bir fırsat doğurdu. Özellikle Hz. Ali ile Hz. Muâviye arasında gerçekleşen
mücadelelerde bu kabileler, belirgin bir rol oynamıştır. Bunların arasında en çok
göze çarpanlardan biri de Hz. Ali’nin saflarında yer alan Yemenli Kinde kabilesi
ve onun lideri olan Eş‘as b. Kays el-Kindî idi.
Eş‘as, Sıffîn savaşı ve tahkîm olayında ismi ön plana çıkan kişilerin
başında gelir. Güçlü kabile liderliği, yüksek düzeyde siyasi kişiliği ve farklı
çıkışlarıyla söz konusu döneme damgasını vuran Eş‘as, özellikle tahkim olayından
sonra belli çevrelerin de desteği ile neredeyse, Hz. Ali kanadının iktidarını eline
alan bir duruş sergilemiştir. Hz. Ali, onun birçok çıkışından rahatsızlık duyduğu
halde ordusu üzerindeki güçlü nüfuzundan çekindiği için duruma rıza göstermekle
yetiniyordu.
Eş‘as’ı, üzerinde çalışmaya gerekli kılan nedenlerden birisi, Şiilerin onunla
ilgili değerlendirmeleridir. Şii anlayış, Eş‘as’ı Hz. Ali’nin yenilgisinden büyük
oranda sorumlu tutmuş ve onun portresini bu itham çerçevesinde çizmiştir. Fakat
en dikkat çekici husus, diğer anlayışların da Şiilerin Eş‘as’la ilgili bu
değerlendirmelerinden büyük ölçüde etkilenmeleridir.
Her yenilginin arkasında bir sorumlu aramak ve sevilen kahramanlara toz
kondurmamak insan psikolojisini yönlendiren faktörler arasındadır. Ancak bu
mülahazalarla tarihte insan avına çıkmak kişiyi haksız değerlendirmelere
sürükleyebilir. Biz bu çalışmayla Eş‘as’ın hayatını, kişiliğini ve İslam
Tarihindeki yerini mümkün mertebe tarafsız ve objektif bir şekilde ortaya
koymaya çalıştık. Bir biyografi niteliğindeki bu çalışmamızın, söz konusu
dönemle ilgili değerlendirmelere ışık tutacağı ümidindeyiz.
Çalışmamız, giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Girişte, araştırmamızın
kaynakları ve Kinde kabilesi üzerinde durduk. Birinci bölümde, Eş‘as’ın Hz. Ali
dönemine kadar olan hayatına yer verdik. İkinci bölümde Eş‘as’ın Hz. Ali
dönemindeki hayatını ve bu dönemde ilgili olduğu siyasi faaliyetler içerisindeki
yerini inceledik. Üçüncü bölümdeyse Eş‘as’ın kişiliği ve İslam Tarihindeki yerini
ele aldık.
Değerlendirmeleriyle bana akademik bakış açısını kazandıran danışman
hocam Prof. Dr. Adnan DEMİRCAN’a, çalışmam süresince benden her türlü
desteğini esirgemeyen Doç. Dr. Kasım ŞULUL’a, çalışmayı okuyarak değerli
katkılarda bulunan Yrd. Doç. Dr. İbrahim Hakkı İNAL’a ve Ömer SABUNCU’ya
teşekkür ederim.