Özet:
İklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik ve ekosistem dengesi üzerinde küresel düzeyde tehdit oluşturan en önemli çevresel faktörlerden biridir. Bu çalışmada, istilacı karaktere sahip olan ve ekosistem hizmetleri üzerinde olumsuz etkiler yaratabilen Amorpha fruticosa türünün Türkiye’deki potansiyel habitat uygunluğu, güncel ve geleceğe yönelik iklim senaryoları (SSP1-2.6 ve SSP5-8.5) altında değerlendirilmiştir. Bu amaçla, türün dağılımı MaxEnt modellemesi ile analiz edilmiş; 2021–2040, 2041–2060, 2061–2080 ve 2081–2100 olmak üzere dört farklı zaman dilimi için projeksiyonlar oluşturulmuştur. Model yüksek bir başarı oranı sergilemiş (AUC = 0.975) ve özellikle Bio6 (en soğuk ayın minimum sıcaklığı), Bio15 (yağış mevsimselliği) ve Bio1 (yıllık ortalama sıcaklık) değişkenlerinin türün dağılımı üzerinde belirleyici rol oynadığı tespit edilmiştir. Mevcut dağılım koşullarında, türün en uygun habitatları Batı ve Kuzeybatı Anadolu bölgelerinde yoğunlaşırken, gelecek projeksiyonları bu alanların ciddi oranda daralacağını göstermiştir. SSP5-8.5 senaryosu altında “en uygun” habitatlar %54’e kadar azalma göstermekte, “uygun değil” sınıfına giren alanlar ise %87’ye ulaşmaktadır. Habitat stabilite analizlerine göre, düşük emisyon senaryosunda habitatların %61’i sabit kalırken, yüksek emisyon senaryosunda bu oran %56’ya düşmüş ve daralma baskın hale gelmiştir. Habitat merkezlerinin güney ve güneybatıya kaydığı, SSP5-8.5 senaryosu altında kaymanın hem daha belirgin hem de daha uzun mesafelerde gerçekleştiği belirlenmiştir. Bu durum, iklim değişikliğinin yalnızca habitat uygunluk düzeyini değil, aynı zamanda türün coğrafi yerleşim dinamiklerini de etkileyeceğini ortaya koymaktadır. Elde edilen bulgular, A. fruticosa’nın gelecekteki yayılış potansiyelinin iklim koşullarına bağlı olarak önemli ölçüde yeniden şekilleneceğini ve türün bazı bölgelerde yayılım baskısını artırabileceğini göstermektedir. Bu nedenle, iklim senaryolarına dayalı tür yönetim stratejilerinin geliştirilmesi, izleme sistemlerinin kurulması ve koruma alanlarının yeni projeksiyonlara göre planlanması büyük önem arz etmektedir.