Abstract:
Kur’ân’ın, Hz Peygamber’den günümüze kadar sayısız anlama ve yorumlama faaliyetine mevzu teşkil ettiği bilinen bir gerçektir. Bu çerçevede İslâm tarihinin muhtelif dönemlerinde ortaya çıkan her mezhep, fırka ve cemaat kendi tezlerine meşruiyet kazandırma amacıyla ilk etapta Kur’ân’a müracaat etmiştir. Mezhebî kaygı neticesinde gelişen tefsir tutumu, farklı ekoller arasında birçok ilmî polemiğe sebep olduğu gibi, bu ekollerin Tefsir ilmini, kendi muhaliflerini “ötekileştirme” faaliyetinin bir aracısı olarak kullanmalarına da sebebiyet vermiştir. Her ne kadar ekollerin bu tür tefsir faaliyetlerinin ilahî rızayı talep etme maksatlı ve İslam’daki fikir özgürlüğüne dayalı ortaya çıktığı düşünülse de etkileri açısından pek de olumlu sonuçlar doğurmadığı aşikardır.