Özet:
Fibromiyalji, kronik, yaygın kas-iskelet ağrısı ve buna bağlı yorgunluk, uyku bozuklukları ve diğer biliĢsel semptomlarla karakterizedir. Birçok hasta için bu semptomlar yıllarca devam eder ve sıklıkla sağlık hizmeti almaya neden olur. Mevcut biyomedikal ve psikososyal tedaviler birçok hasta için yeterli değildir ve fibromiyaljinin patogenezinin net bir Ģekilde anlaĢılmaması nedeniyle tedavide ilerleme kaydedilmemiĢtir . Fibromiyalji kadınlarda erkeklerden daha sık teĢhis edilir ve etiyolojisi tam bilinmemektedir. Klinisyenler için altta yatan mekanizmaları daha iyi anlaĢılırsa , FM'yi daha etkili bir Ģekilde teĢhis ve tedavi edebilir. ÇalıĢmamızda fibromiyaljinin tanısında ve tedavisinde bir rolü olabileceğini düĢündüğümüz prolidaz ve IL -37 düzeyi incelendi. Harran Üniversitesi Tıp fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon kliniğine baĢvuran 43 fibromiyalji tanılı kadın hastada ve 40 kadın sağlıklı kontrol grubundan kan örnekleri alındı. Alınan kan örneklerinden elde edilen serum örneklerindeki prolidaz ve IL-37 seviyeleri ELĠSA yöntemiyle incelendi. .Yapılan istatistiksel analiz sonucunda FMS tanısı konulmuĢ hastalarda ortalama prolidaz ve IL- 37 düzeyi kontrol grubuna göre anlamlı (p0,05) gözlemlenmemiĢtir. ÇalıĢma sonucunda FMS patofizyolojini aydınlatmak ve hastalığın tedavisi için yeni stratejiler geliĢtirmek amacıyla prolidaz ve IL -37 ‗nin bir rolü olduğu görüldüğünden , bu çalıĢmanın daha fazla hasta gurubunda araĢtırılması gerektiği sonucuna varılmıĢtır
