Abstract:
Tüm çevre sorunlarının en karmaşık ve zararlısı olan kuraklık, “yağışların kaydedilen seviyelerden daha az olması veya yanlış insan müdahalesi nedeniyle ortaya çıkan ve yeryüzünün kaynaklarının üretim sistemlerini olumsuz yönde etkileyen birçok hidrolojik soruna neden olan fenomen olarak tanımlanmaktadır. " Kuraklığın bilimsel tanımı, belirli bir alandaki kuraklığın başlangıcı, sonu, mekansal boyutu ve yoğunluğunu belirlemeye odaklanır. Son yıllarda, GIS ve RS, ister doğal olarak meydana gelen isterse insan yapımı olsun, farklı türlerdeki çevre sorunlarının incelenmesinde önemli roller oynadılar. Bu çalışma, tarımsal kuraklık risk değerlendirmesi alanında RS ve GIS kullanımına odaklanmaktadır. Mevcut çalışmada, kuraklık riskine maruz kalan alanlar, standardize edilmiş katılım endeksini (SPI) belirlemek için çalışma alanının 2009–2019 yıllarına ait yağış verileri ile Landsat TM ve OLI'den alınan uydu görüntüleri kullanılarak tespit edilmiştir. bitki örtüsü, su ve sıcaklık yüzdelerini tahmin etmek ve izlemek için NDVI, GNDVI, NDWI, DSWI ve LST dahil olmak üzere çeşitli spektral endeksleri türetmek. Ayrıca, endeksler ile YSĠ sonuçları arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak için doğrusal regresyon yöntemi kullanılmıştır. Çalışma, kuraklık şiddetinin farklı alanlarda nasıl değiştiğini gösterdiğinden, sonuçlar hem LST hem de NDWI göstergeleri arasında SPI 3 arasında güçlü bir korelasyon olduğunu ortaya koymuştur. 2009 yılında, çalışma alanının merkezi orta dereceli bir kuraklığa maruz kalırken, 2011 ve 2017 yıllarında şiddetli ve aşırı kuraklığın etkileri çalışma alanının orta ve güney kısımlarına yansımıştır. Genel olarak, çalışma alanı şiddetli kuraklıklardan muzdarip değildir ve toplam çalışma alanının yaklaşık% 50-65'i normal kuraklık aralığına düşmektedir. Dahası, GNDVI ve NDVI doğrudan pozitif bir ilişki içindedir: Mevsimsel değişikliklere göre birinin değeri ne kadar yüksekse, diğerinin karşılık gelen değeri o kadar yüksek olur. Bu çalışmanın önemi, kuraklık olgusunu, şiddetini ve mekansal değişimlerini izlemesinde yatmaktadır. Çalışmanın sonuçları, kuraklıkların şiddetini azaltmak ve bunları doğru bir şekilde yönetmek için gerekli önlemleri ve planları uygulamak için bir araç olarak kullanılabilir.
