Özet:
Açık kalp ameliyatlarında kalbin hareketsiz ve kandan arındırılmış olması gerekir. Vücudun temel fonksiyonlarına devam edebilmesi için kanın oksijenlenmesi ve dolaşımı sağlanması gerekmektedir. Bu görev kardiyopulmoner bypass (KPB) adı verilen cihaz yardımıyla yapılmaktadır. KPB uygulamaları çeşitli ısı değerlerinde, normotermik ve hipotermik formlarda yapılabilmektedir. Her iki formun da avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Çalışmamızın amacı açık kalp ameliyatı geçiren hastalarda normotermik ve hipotermik KPB uygulamalarının böbrek fonksiyonları üzerine etkisini ne ölçüde olduğunun tespitidir. Bu amaçla normotermik ve hipotermik KPB uygulamalarıyla operasyona alınan 50 hastanın preoperatif ve postoperatif böbrek fonksiyon belirteçleri (üre, kreatin, pH ve HCO3) retrospektif olarak incelenmiştir. Hastaların 25’i normotermik (36-37˚C) ve kalan 25 tanesi ise hipotermik (14-35˚C) KPB grupları olarak belirlenmiştir. Gruplar arası retrospektif olarak elde edilen sonuçlar istatistiksel olarak karşılaştırılmıştır. Her iki grupta da üre, pH ve bikarbonat (HCO3) parametreleri açısından istatistiksel olarak bir fark bulunmadı. Gruplar arasında kreatin değerleri karşılaştırıldığında her iki grupta da postoperatif dönemde artış olduğu görüldü. Ancak bu artışın miktarının hipotermik grupta daha belirgin olduğu dikkat çekti. Sonuç olarak, normotermik ve hipotermik KPB uygulamalarında normotermik olarak ekstrakorporeal dolaşım uygulamasının düşük ısı uygulamalarına oranla böbrekler üzerine (özellikle kreatin değerleri açısından) daha koruyucu olduğu düşünüldü.
