Abstract:
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’ın insanlara peyderpey indirmiş olduğu evrensel
mesajlar içeren semâvî bir kitaptır. Bir hayat ve hidayet rehberi olan bu kitap, tüm
insanları muhatap olarak kabul etmiştir. Bu özelliğiyle beraber Kur’an, belirli bir zaman
ve mekânda nâzil olduğundan muayyen kişi ve grupları da muhatap almıştır. Öncelikli
muhatabı Müslümanlar olsa da Kur’an nazil olduğu dönemde Müslümanların temasta
bulunduğu gayr-ı müslimleri muhatap almıştır. Bu bağlamda Mekke döneminde nâzil
olan âyetlerin daha çok müşrikleri, Medine’de inen âyetlerin ise ekseriyetle Yahudi ve
Hıristiyanları konu edindiği görülmektedir.
Bu çalışmada, Kur’an’ın özellikle Medine döneminde muhatap edindiği
Yahudi ve Hıristiyanlar ele alınmaktadır. Kitap ehlinden olduğu kabul edilen bu iki
grupla ilgili âyetlerin nüzûl sebebi, bazı rivâyetler eşliğinde tespit edilmeye
çalışılmıştır. Çalışmanın giriş kısmında Ehl-i Kitap ve sebeb-i nüzûl kavramları
açıklanmış ve bunlarla ilgili değerlendirmeler yapılmıştır. Araştırmanın birinci
bölümünde inanç açısından Kitap ehline eleştiriler yönelten âyetlerin nüzûl sebepleri
üzerinde durulmaktadır. Kur’an’ın yönelttiği bu eleştiriler, Yahudi ve Hıristiyanların
Allah tasavvuru, melek ve peygamber inancı, kutsal kitap anlayışı ve onların âhiret
hayatı hakkındaki fikirlerinde yoğunlaşmaktadır. Yahudi ve Hıristiyanlarla ilgili olup
ibadet bağlamında tasnif edilmesi mümkün olan âyetler, çalışmanın ikinci bölümünde
ele alınmaktadır. Burada Kitap ehli din adamlarının menfi sıfatları, Yahudilerin kıble
hakkındaki yorumları ve Hıristiyanların vaftiz ritüeli gibi ibadetle ilişkisi kurulan
meseleler yer almaktadır. Kur'an, bu meselelere değinmekle beraber onların
yanlışlığına da dikkat çekmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de Kitap ehliyle alakalı olarak
nâzil olan âyetlerin bazısı, Yahudi ve Hıristiyanları ahlakî açıdan değerlendirmektedir.
V
Üçüncü bölümde yapılan bu değerlendirmede onların bazı kötü ahlak ve seciyelere
sahip olduğu ve içlerinden istikamet üzere bulunanların var olduğu ifade edilmektedir.
Ayrıca bu bölümde Yahudi ve Hıristiyanların birbirleriyle mukayesesinden,
Hıristiyanların Yahudilere nispetle Müslümanlara daha yakın oldukları
anlaşılmaktadır. Dördüncü bölümde Yahudi ve Hıristiyanların ictimaî hayatta
sergiledikleri bazı tavır ve davranışlarından bahsedilmektedir. Bu bağlamda Kur’an,
Kitap ehlinin Müslümanlarla olan sosyal ilişkilerine değinerek aralarındaki sosyal
ilişkilere bazı sınırlılıklar getirmektedir. Ayrıca bazı âyetlerde Yahudi ve
Hıristiyanların, müşrik ve münafıklarla ittifak kurdukları ve dostane ilişkiler içerisinde
oldukları belirtilmektedir. Bu ittifak ve ilişkinin temeli ise Kitap ehlinin
Müslümanların aleyhinde faaliyette bulunmak istemelerine dayandırılmaktadır.