Abstract:
Eski Yunanlılar’ın Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölgeyi “Mezopotamya”
olarak adlandırması tarihte birçok efsaneye konu olmuştur. Mezopotamya ovalarına bakan bir dağın tepesinde kurulan Mardin şehri, tarihsel süreçte birçok
uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Her uygarlık, Mardin’e kendi kültüründen izler
bırakmıştır.
Birbirinden farklı birçok uygarlığa ev sahipliği yapan Mardin’de bu sayede mûsikîsel açıdan kültürel bir zenginlik oluşmuştur. Ezan sesinin çan sesine karıştığı,
insanların birbirlerine hoşgörü ile yaklaştığı Mardin’de mûsikî, kültürlerin etkileşimi sonucu yeni bir hale bürünmüştür. Arap kültürünün baskınlığı, diğer kültürlerde olduğu gibi mûsikîde de öne çıkmıştır. Mûsikîdeki Arap kültürünü Kürt,
Türk ve Süryânî kültürleri de izlemektedir.