Please use this identifier to cite or link to this item: http://hdl.handle.net/11513/526
Title: Sulama sistemleri ve sulama programının kayısıda bitki su tüketimi ile bazı fizyolojik özellikler ve yaprak alanı üzerine etkileri / Effects of irrigation systems and irrigation scheduling on evapotranspiration, some physiological properties and leaf area of apricot trees
Authors: DEMİRTAŞ, M. NAİM
Keywords: Ziraat = Agriculture Dizin:Bitki su tüketimi = Plant water consumption ; Evapotranspirasyon = Evapotranspiration ; Fizyolojik özellikler = Physiological properties ; Kayısı = ; Kayısı = Apricot ; Morfoloji = Morphology ; Sulama sistemleri = Irrigation systems ; Yaprak alan indeksi = Leaf area index
Issue Date: 2003
Abstract: ÖZET Bu çalışma, 38° 21' kuzey enlemi ile 38° 17' doğu boylamında yer alan ve denizden 980 m yükseklikteki Malatya Meyvecilik Araştırma Enstitüsünde, 2001- 2002 yıllarında yürütülmüştür. Denemede, bölgenin en önemli kurutmalık kayısı çeşidi olan 4 yaşında ve 10 x 10 m. aralık ve mesafede dikilmiş Hacıhaliloğlu kayısı çeşidi kullanılmıştır. Araştırmada sulama, mini yağmurlama (Y) ve çanak sulama (Ç) yöntemleri ile 15, 20 ve 25 gün aralıklarında yapılmıştır. Bu amaçla, sulama yöntemleri ve programlarının yaprak su potansiyeli (YSP), yaprak oransal su kapsamı (YOSK), yaprak renk değişimleri, yaprak klorofil ve karoten içerikleri ile yaprak alanına etkileri belirlenmiştir. Etkin kök derinliği dikkate alınarak her sulamadan önce gravimetrik yöntemle hesaplanan 90 cm profildeki eksik nemi, tarla kapasitesine getirecek kadar su uygulanmıştır. Ayrıca hesaplanan gerçek bitki su tüketimi ile iklim verilerinden yararlanılarak Blaney-Criddle, FAO-Blaney-Criddle, FAO- Radyasyon, Penman-Monteith, Penman, FAO-Penman, Wright Penman, Hargreaves- Samani, Jensen-Haise ve FAO-Pan Buharlaşma yöntemleri ile hesaplanan potansiyel evapotranspirasyon yöntemleri karşılaştırılarak bölge için en uygun yöntem belirlenmiştir. Denemenin her iki yılında ve her iki sulama sisteminde de, sulama öncesi ölçülen mevsimlik YSP değerleri, sulamadan sonra ölçülen değerlerden düşük bulunmuştur. Sulamadan önce ölçülen ortalama mevsimlik en düşük YSP değeri -32.65 bar ile Y25 uygulamasında, en yüksek -30.93 bar ile Y15 uygulamasında elde edilmiştir. Sulamadan önce ölçülen YSP değerlerindeki değişim sulama aralıklarında istatistiksel olarak %5 düzeyinde önemli bulunurken, sulamadan sonra istatistiksel olarak fark bulunamamıştır. Sulama sistemlerinin de YSP değişimine istatistiksel olarak etkisi saptanamamıştır. YSP, transpirasyon, radyasyon ve sıcaklık ile ters, toprak nem içeriği ve hava oransal nemi ile doğrusal bir değişim göstermiştir. Her iki sulama sisteminde ve bütün sulama aralıklarında günlük yapılan ölçümlerde, sulamanın başından sonuna doğru YSP değerlerinde bir azalma belirlenmiştir. Sulama aralıklarında, sulamadan önce ölçülen mevsimlik YOSK değerleri istatistiksel olarak %5 düzeyinde, sulamadan sonra %0.1 düzeyinde önemli 119 bulunmuştur. Hem sulamadan önce, hem de sulamadan sonra en yüksek YOSK değeri sırası ile %81.29 ve %84.18 ile Y15 uygulamasında, en düşük YOSK değeri sırası ile %79.54 ve %81.43 ile Y25 uygulamasında ölçülmüştür. Sulama sistemlerinin YOSK değişimine istatistiksel olarak etkisi belirlenememiştir. YOSK da transpirasyon, radyasyon ve sıcaklık ile ters, toprak nem içeriği ve hava oransal nemi ile paralel bir ilişki göstermiştir. Sulama sistemleri ve programlarının yaprak renk değişimine etkileri L, a, b,- şeklinde belirlenmiştir. Sulama sezonu başında ölçülen renk değerleri istatistiksel olarak önemli bulunmazken, sezon sonunda ölçülen renk değerleri sulama aralıklarında %1 düzeyinde önemli bulunmuştur. Sulama sistemlerinin yaprak renk değişimine etkisi belirlenememiştir. Yeşil rengi ifade eden "a" değeri, sulama aralıklarına bağlı olarak değişim göstermiş, 15 gün aralığında -18.75, 25 gün aralığında -15.83 olarak bulunmuştur. Sulama aralıkları arttıkça yaprak renginde açılmaların olduğu belirlenmiştir. "a"'renk değeri yaprak klorofil içeriği ile, "b" renk değeri yaprak karotinoid içeriği ile doğrusal bir ilişki göstermiştir. Farklı sulama sistemleri ve sulama aralıklarının yaprak klorofil içeriğine etkisini belirlemek amacıyla sulama sezonu başında ve sonunda yaprak klorofil analizleri yapılmıştır. Sezon sonunda klorofil içeriğindeki artış istatistiksel olarak %1 düzeyinde önemli bulunmuştur. Sulama aralıklarının yaprakların klorofıl-a, klorofıl-b ve toplam klorofil içeriğine, sulama sistemlerinin ise toplam klorofil içeriğine etkisi istatistiksel olarak %5 düzeyinde önemli bulunmuştur. En yüksek toplam klorofil içeriği değeri 5.03 mg/g olarak 15 gün sulama aralığında, en düşük klorofil içeriği değeri 3.75 mg/g olarak 25 gün sulama aralığında saptanmıştır. Gerek sulama sistemlerinin gerekse sulama programlarının, sezon sonunda ölçülen yaprak karotinoid içeriğine etkisi %1 düzeyinde önemli bulunmuştur. Sulama aralıkları büyüdükçe yaprak karotinoid içeriğinde de azalma olduğu saptanmıştır. Yaprak karotinoid içeriği 15 gün aralığında 0.20 mg/g ile en yüksek, 25 gün aralığında 0.16 mg/g ile en düşük bulunmuştur. Sulama sezonu öncesi ölçüleri karotinoid değerleri istatistiksel olarak farklılık göstermemiştir. Sulama aralıklarının yaprak alanma etkisi %1 düzeyinde önemli iken, sulama sistemlerinin yaprak alanına istatistiki olarak etkisi belirlenememiştir. En yüksek yaprak alanı değeri 41.17 cm2 ile 15 gün sulama aralığında, en düşük 37.75 cm2 ile 120 25 gün sulama aralığında belirlenmiştir. Bitki büyümesi ile bitkiye verilen su miktarı arasında doğrusal bir ilişki saptanmıştır. YSP'nin hücre büyümesi ve bölünmesi üzerine olumlu etkisi görülmüş olup, YSP'nin artması veya azalması ile yaprak alanı da artmakta veya azalmaktadır. Her sulamada 90 cm'lik toprak profılindeki eksik nemi tarla kapasitesine getireoek kadar sulama suyu uygulanmıştır. Sulama sezonu boyunca 15 günde bir yapılan sulamada 7, 20 günde bir yapılan sulamada 6 ve 25 günde bir yapılan sulamada 5 sulama yapılmıştır. Sulama aralıkları kısaldıkça sulama sayısı ile beraber sezon boyunca uygulanan su ve bitki su tüketimi artmıştır. Ortalama en yüksek bitki su tüketimi 661.1 mm ile Ç15 uygulamasında, en düşük bitki su tüketimi ise 532.6 mm ile Y25 uygulamasında elde edilmiştir. Çanak sulamada mini yağmurlamaya göre bitki su tüketimi değerleri daha yüksek bulunmuştur. Hava sıcaklığının düşük olduğu sulama sezonu başında ve sonunda bitki su tüketimi az, sıcaklık ve radyasyonun yüksek olduğu Temmuz ve Ağustos aylarında ise bitki su tüketimi yüksektir. Bitki su tüketimi değerleri uygulanan sulama suyuna paralel olarak artmış, en yüksek su tüketim değeri 661.1 mm olarak sulama suyunun en fazla (649.9 mm) uygulandığı çanak sulamadan elde edilmiştir. Bitki su tüketimi, hem YSP hem de YOSK ile benzer değişim göstermiştir. Bitki su tüketimi azaldıkça YSP ve YOSK artmış, bitki su tüketimi sıcak yaz aylarında arttıkça yaprakların fazla su kaybetmesinden dolayı hem YSP hem de YOSK değerleri düşüş göstermiştir. Bitki su tüketimi ile Class-A Pan buharlaşma değerleri arasında yakın ve doğrusal bir ilişki elde edilmiştir Class-A Pan buharlaşma değerleri ile hem YSP hem de YOSK arasında doğrusal fakat negatif bir ilişki saptanmıştır. Class-A Pan buharlaşma değerlerinin azaldığı sulama sezonu başında ve sonunda YSP ve YOSK artmış, buharlaşmanın yoğun olduğu sıcak dönemlerde YSP ve YOSK'da azalma meydana gelmiştir. ' Topraktaki nem içeriği sıcak yaz aylarında evapotranspirasyonun artması ile azalmaya başlamış, sulama sezonu sonuna doğru tekrar artış göstermiştir. Topraktaki nem değişimi denemenin her iki yılında ve her iki sulama sisteminde benzer değişim göstermiş, sulama aralıklarının artması ile 25 günlük uygulamalarda elverişli kapasitede tutulan nem oranındaki azalma daha yoğun olarak 121 gerçekleşmiştir. Toprak nem içeriği ile YSP arasında doğrusal bir ilişki, YOSK arasında üssel bir ilişki saptanmıştır. Gerçek evapotranspirasyon ile ampirik eşitlikler yardımıyla hesaplanan ortalama aylık potansiyel evapotranspirasyon değerleri karşılaştırılmış, gerçek evapotranspirasyona en yakın değerler Hargreaves-Samani ve Penman yöntemlerinden elde edilmiştir. Bu yöntemler gerçek bitki su tüketimini sırası ile %96.0 ve % 114.0 oranında karşılamıştır. Hesaplanan bitki su tüketimi yöntemlerinden bölge için en uygun olan Hargreaves-Samani ve Penman yöntemlerinin korelasyon katsayıları (R2) sırası ile 0.70 ve 0.49 olarak belirlenmiştir 122 SUMMARY The experiment was carried out at the Horticulture Institute of Malatya during 2001 and 2002 production season. The experimental site was 980 m above mean sea level. The altitude and longitude of the experimental site were 38° 21' N and 38° 17' E, respectively. The most important dried apricot cultivar of the region called Hacıhaliloğlu was used in the experiment. The experimental orchard consisted of 4- y ear-old apricot trees spaced 10 x 10 m. Irrigation applied using by surface and mini-sprinkler irrigation methods with 15-day, 20-day and 25-day irrigation intervals. Besides, the effects of irrigation methods and irrigation intervals on leaf water potential (LWP), relative leaf water content (RLWC), leaf skin color change, leaf chlorophyll content, leaf carotenoid content and leaf area were examined. Irrigation was done calculating deficit moisture before watering in 90 cm soil profile by considering soil field capacity. Furthermore, empirical ET equations (Blaney-Criddle, FAO-Blaney-Criddle, FAO-Radiation, Penman-Mointeith, Penman, FAO-Penman, Wright-Penman, Hargreaves-Samani; Jensen-Haise and FAO-Pan) were calculated using climatological parameters. While these predicted potential ET vales compared with actual ET values, the most suitable potential ET equations for the region were determined. In both production seasons, the values of LWP before irrigation were higher than those of after irrigation for both irrigation methods. The lowest LWP value as - 32.65 bar was acquired from the surface irrigation with 25-day irrigation interval. On the other hand, the highest LWP value as -30.93 bar was obtained from the surface irrigation with 15-day irrigation interval. While the variations on measured LWP before' irrigation was statistically significant at p<0.05 level for irrigation intervals, the changes on LWP after irrigations were found to be insignificant statistically. The irrigation methods had no statistical effect over the LWP. The LWP showed an inverse relationship with ET, solar radiation and air temperature but showed a linear relationship with soil moisture content and relative humidity. At both irrigation methods, the measured values of daily LWP were declined from the beginning of irrigation to the end of irrigation event for all irrigation intervals. The effects of 123
URI: http://hdl.handle.net/11513/526
Appears in Collections:Fen Bilimleri Enstitüsü

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
131153.pdf7.69 MBAdobe PDFView/Open


Items in DSpace are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.