Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://hdl.handle.net/11513/4032
Başlık: ASBESTİN SAĞLIK COĞRAFYASI VE ÇEVRE PERSPEKTİFİNDEN UZAKTAN ALGILAMA VE COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ KULLANILARAK İNCELENMESİ: GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ
Yazarlar: KARABULUT, ABDULLAH İZZEDDİN
Anahtar kelimeler: Asbest, Sağlık Coğrafyası, Çevre, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS), Uzaktan Algılama (UA), Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Jeomedikal Risk
Yayın Tarihi: 2024
Özet: Günümüzde, çevresel sağlık riskleri, doğal kaynakların kullanımı ve çevre kirliliği gibi konuların insan sağlığı açısından önemi giderek artmaktadır. Bu nedenle, belirli minerallerin çevreye ve insan sağlığına olan muhtemel etkileri dikkatle incelenmektedir. Bu minerallerden birisi de asbesttir. Asbest liflerinin solunması sonucu akciğer zarında kireçlenme ve kalınlaşma, su toplanması, malign mezotelyomanın (MM) yanı sıra karın zarı kanserine neden olduğu da tıp otoriteleri tarafından tespit edilmiştir. Aynı zamanda, tıp dışında, coğrafya, jeoloji ve çevre mühendisliği gibi disiplinler tarafından da doğal bir mineral olan asbest araştırmacılar tarafından yoğun bir şekilde çalışılmaktadır. Bu çalışma, Güneydoğu Anadolu Bölgesi özelinde, söz konusu asbest minerali, sağlık coğrafyasının yöntem ve ilkeleri esas alınarak çevre, jeoloji, UA-CBS teknikleriyle incelenerek çevresel etkilerini değerlendirmeyi ve potansiyel sağlık risklerini belirleyerek, bu riskleri azaltmak için önerilerde bulunmayı hedefler. Sonuç olarak, bölgenin jeomedikal risk haritası oluşturulmuştur. Yanı sıra, MTA ve literatürden derlenen sayısal jeoloji haritaları CBS ortamında çözümlenerek, uydu görüntüleri yardımıyla ve arazi çalışmalarıyla da kontrol edilerek, bölgenin asbest emisyon kaynakları belirlenmiştir. Çalışma alanından alınan 34 adet toprak numunelerinin yüzde 35.29’sinda krizotil, yüzde 14.70’sinde tremolit mineralleri belirlenmiştir. Ayrıca, çalışma alanında yer alan dört ilçede (Ergani, Çermik, Çüngüş, Gerger) çevre ve halk sağlığı için “yüksek riskli” alanların olduğu tespit edilmiştir. Siverek ilçesinde ise riskli alan tespit edilememiştir. MM teşhisi konulan vakaların yaklaşık %56’sı yüksek riskli alanların ilk bir km mesafede olduğu, vakaların yaklaşık %70’i ise yüksek riskli alanların ilk dört km mesafesinde olduğu görülmüştür. Bu çalışma sonucunda elde edilen metodoloji ve yaklaşımların özellikle asbest maruziyeti gibi çevresel risk faktörlerinin incelenmesinde ve yönetilmesinde etkin bir şekilde kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. Bu çalışmanın çıktılarından konuyla ilgili çalışan yerel ve merkezi otoritelerin yararlanacağı önerilmiştir.
URI: http://hdl.handle.net/11513/4032
Koleksiyonlarda Görünür:Fen Bilimleri Enstitüsü

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
TEZ_AİK_Referans No 10609926.pdf11.83 MBAdobe PDFGöster/Aç


DSpace'deki bütün öğeler, aksi belirtilmedikçe, tüm hakları saklı tutulmak şartıyla telif hakkı ile korunmaktadır.