Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://hdl.handle.net/11513/3043
Başlık: İLK KAYNAKLARA GÖRE SIFFÎN SAVAŞI’NDA AMR BİN EL-ÂS’IN ROLÜ
Yazarlar: Yetim, Dilek
Anahtar kelimeler: Cemel Vak’ası, Sıffîn Savaşı, Hakem Olayı, Tahkîm, Amr b. el-Âs, Hâricîler.
Yayın Tarihi: 2020
Özet: İslam Tarihinde Hz. Osman’ın katledilmesiyle başlayan fitne olaylarının ilki, Cemel Savaşıdır. Bu olayda, başında Hz. Âişe, Talha ve Zübeyr’in bulunduğu taraf, Hz. Osman’ın katillerinden hesap sorulmasını istedi. Bunun neticesinde on üç bine yakın sahâbînin öldürülmesiyle sonuçlanan Cemel Savaşı meydana geldi. Cemel Savaşını, Hz. Osman’ı katledenlerin saklandığı ve korunduğu düşüncesini savunan Şam valisi Muâviye’nin Hz. Ali’ye biat etmemesi izledi. Bunun neticesinde Sıffîn Savaşı meydana geldi. Bu savaş, Hz. Ali’nin ordusu galip gelmek üzere iken, Muâviye’nin safında yer alan büyük bir savaş ve siyaset dâhisi olan Amr b. el-Âs’ın hamlesiyle şekil değiştirdi. Amr b. el-Âs’ın mızrakların üzerine Mushaf takmak suretiyle barış istemesi ve iki taraf arasında uzlaşmanın sağlanması için hakemler atanması (Tahkîm) teklifi ile savaş sona erdi. Hz. Ali tarafının hakemi olarak Ebû Mûsâ elEş‘arî, Muâviye tarafının hakemi olarak Amr b. el-Âs tayin edilmiştir. Hakem Olayı’nda siyâsî dehasını konuşturan Amr b. el-Âs, bu esnada bir taktik uyguladı. Bu taktikle Hz. Ali’nin halifelikten azlettirilip, Muâviye’nin halife olmasına sebep oldu. Hz. Ali ile Muâviye arasında yaşanmış siyâsî bir çekişmenin neticesi olan Sıffîn Savaşı, İslam Tarihinde ayrılıkçı düşüncelerin ortaya çıkmasında çok önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilmiştir. Bu olay neticesinde, günümüzde hala ayrılıkçı ve katı düşüncenin sembolü olan Hâricîlik ortaya çıkmıştır. Gerek Sıffîn Savaşı’nda gerekse Hakem Olayı’nda gelişen olaylarda büyük rolü bulunan Amr b. el-Âs ile ilgili İslam Tarihçilerinin ve İslam Alimlerinin yorumları da birbirinden farklı olmuştur. Kimi tarihçiler olanlardan tamamen Amr b. el-Âs’ı sorumlu tutarak yoğun bir şekilde eleştirirken, kimileri de olanları içtihat V olarak yorumlamışlardır. Bazı alîmler de bu konuda herhangi bir fikir belirtmeyerek sessiz kalmayı tercih etmiştir. Yorumların farklılığında en büyük etkenlerden biri, mezhep farklılığı ve taassubu olduğu gerçeğidir ki bu göz ardı edilemez bir durumdur.
URI: http://hdl.handle.net/11513/3043
Koleksiyonlarda Görünür:Sosyal Bilimler Enstitüsü

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
660167.pdf1.46 MBAdobe PDFGöster/Aç


DSpace'deki bütün öğeler, aksi belirtilmedikçe, tüm hakları saklı tutulmak şartıyla telif hakkı ile korunmaktadır.