Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://hdl.handle.net/11513/2960
Başlık: HADİS TARİHİNDE CEZÎRE BÖLGESİ
Yazarlar: Yılmaz, Selim
Anahtar kelimeler: Hadis, Cezîre Bölgesi, el-Cezerî, el-Harrânî, er-Rakkî, er-Mevsılî, el-Ruhâvî.
Yayın Tarihi: 2021
Özet: Bu çalışmada, hicrî ilk üç asır esas alınarak Cezîre’nin hadis tarihindeki yeri ve önemi ortaya konulmuştur. Fırat ve Dicle nehirleri arasında kalan bölgenin kuzeyi için kullanılan el-Cezîre, Hz. Ömer’in hilâfeti döneminde fethedilmiş, hicrî ikinci asrın başlarından itibaren dönemin önemli ilim merkezlerinden biri olmuştur. Çalışmada, ricâl ve tabakât kitaplarından istifade edilerek bölgede yaşayan râviler tanıtılmıştır. el-Cezerî nisbesi ile Cezîre bölgesine veya el-Harrânî, erRakkî, er-Ruhâvî, el-Mevsılî gibi nisbelerle bölgede bulunan yerleşim yerlerine nisbet edilen râvilerin hayatlarına, hadis ilmine olan katkılarına ve varsa eserlerine yer verilmiştir. Bölgede bir süreliğine ikamet etmek suretiyle Cezîre’ye nisbet edilen râvilere de değinilmiştir. Râvilerin rivayet kaynaklarındaki rivayet sayıları tespit edilmiş, Kütüb-i Sitte’de rivayeti bulunan râviler belirtilmiştir. Kütüb-i Sitte müelliflerinden Nesâî’nin bölge muhaddislerinden çok sayıda hadis naklettiği tespit edilmiştir. Yapılan incelemeler sonucunda; hicrî ikinci ve üçüncü asırda Cezîreli muhaddislerden bazılarının Bağdat, Kûfe, Dımaşk gibi ilim merkezlerine gittiği, bunun yanında bölgedeki muhaddislerden ilim tahsil etmek maksadıyla başka beldelerden bu bölgeye rihleler yapıldığı görülmüştür. İkinci asrın başlarında Cezîre’de hadis meclisleri kurulmuş, hadis rivayetinin yanı sıra meclislerdeki derslerde ilelü’l-hadîs ve ricâl gibi hadis ilminin alt dalları da mütâlaa edilmiştir. Buralarda yetişen muhaddisler, telif ettiği eserlerle hadis ilmine katkı sağlamaları yanında râvileri cerh-ta‘dîl açısından da değerlendirmişlerdir. V Sened zincirlerindeki hoca-talebe ağına bakıldığında bazı râvilerin ekseriyetle aynı râviden rivayette bulunduğu görülmüştür. Bölge muhaddislerinden akraba olan ve birbirlerinden rivayette bulunan çok sayıda râvinin olduğu tespit edilmiştir. Bu râvilerden özellikle Muhammed b. Amr el-Harrânî’nin babası Amr b. Hâlid’den, Ebû Şu‘ayb el-Harrânî’nin üvey babası Yahyâ b. Abdullah elHarrânî’den, Hilâl b. el-‘Alâ’ er-Rakkî’nin babası el-‘Alâ’ b. Hilâl’den, Muhammed b. Seleme el-Harrânî’nin dayısı Hâlid b. Ebû Yezîd’den çok sayıda rivayette bulunması, kendilerine miras olarak kalan yazılı nüshadan istifade ettiklerini göstermektedir. Bu bilgiler, Cezîreli râvilerin rivayet dönemine ve ricâl ilmine önemli ölçüde katkı sağladığını ortaya koymaktadır.
URI: http://hdl.handle.net/11513/2960
Koleksiyonlarda Görünür:Sosyal Bilimler Enstitüsü

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
704163.pdf5.65 MBAdobe PDFGöster/Aç


DSpace'deki bütün öğeler, aksi belirtilmedikçe, tüm hakları saklı tutulmak şartıyla telif hakkı ile korunmaktadır.