TÜRKİYE EKONOMİSİNDE SU KAYNAKLARI YÖNETİMİ VE GÜVENLİĞİ

Abstract

Doğadaki tüm canlıların temel yaşam kaynağı sudur.Dünyanın üçte ikisi sularla kaplı olmasına rağmen tatlı su kaynaklarının oldukça sınırlı olduğu bilinmektedir. Dünyadaki tatlı su miktarı, toplam suların yüzde 2,5’nioluşturmakta ve kapsamakla birlikte bu suların genellikle buzullarla kaplı bölgelerde ve yer altı suları şeklindedir.Su, bir toplumun hem kültürel değerini hem de ekonomik değerini yansıtmaktadır. Dünyada ve Türkiye’de artan hızlı nüfus artışı, yaşanan kuraklıklar sebebiyle su tüketimi giderek artmaktadır. Bu durum ülkelerin stratejik ve ekonomik durumunu da önemli ölçüde etkilemektedir.Türkiye, su kaynaklarının sınırlı ölçüde olduğu bir bölgede bulunmaktadır.Su meselesi bu bakımdan Türkiye açısından önemli bir risk taşımaktadır.Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yürütülen çalışmalarda Su Yönetimine ilişkin yapılan düzenlemeler ve planlamalar bulunmakla beraber yeterli ölçüde ve işbirliği bakımından eksiklikler de bulunmaktadır. Su güvenliği bağlamında çevrenin göstermiş olduğu sıcaklık,yağış,yiyecek,içecek ve yaşam kalitesi üzerindeki etkilerini saymakla bitiremeyiz: İnsan yaşamından tutun insan davranışına,psikolojisine,yaşam biçimine etkileyen su toplumun sosyolojik, ekonomik, kültürel yapısını derinden etkilemektedir.Ortadoğu ülkeleri kapsamında değerlendirdiğimizde ülkemiz su açıdan zengin bir konumda olduğu görülürken diğer dünya ülkeleri ile karşılaştırıldığında ise aksi bir durum görünmektedir.Avrupa’daki Tuna Nehri’nin taşıdığı su miktarı Türkiye’deki akarsulardaki su miktarından fazladır. Yaşanan iklim değişiklikleri ve nüfus artışı ile ülkemizi ilerleyen yıllarda (30-40) yıl içerisinde su V kıtlığının varlığı daha da yakından hissedilecektir(2002).Ülkemizdeki Su Vakfı verilerinde 190-200 milyar metreküpsu potansiyeli olduğu belirtilmekle beraber 120 milyar metreküpe azalacağı düşünülmektedir. Bu çalışmada küresel bir boyutta değerlendirilen ve gelecek nesiller açısından da önem taşıyan su yönetiminin ve suyun ekonomik değerinin oldukça ön plana çıkmasıyla piyasanın uygun gördüğü kurallar çerçevesinde suyun ticarileşmesi yönünde uluslararası organizasyonlar ve işbirliği çalışmaların nasıl ilerlediği ve nasıl modellendiği gösterilmektir.