Please use this identifier to cite or link to this item: http://hdl.handle.net/11513/141
Title: Harran Ovası topraklarının kökeni ve oluşum mekanizmaları (jeoloji ve toprak ilişkileri) / Genesis of soils in the Harran Plain southeast Turkey (geology and soil relations)
Authors: ÇAKMAKLI, MURAT
Keywords: Ziraat = Agriculture Dizin:Kil mineralleri = Clay minerals ; Toprak = Soil ; Toprak genesisi = Soil genesis
Issue Date: 2008
Abstract: Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ile tarımda sulamaya dayalı verim artışı ve buna bağlı olarak da bütün boyutları ile toplumun kalkınması öngörülmüştür. Proje henüz tamamlanmamış olmakla birlikte, susuz toprakların bir kısmının suyla buluşması sağlanmış, bitkisel üretim deseni değişmiş, verimlilik artmış, çiftçinin gelir düzeyi yükselmeye başlamıştır. Tarım sektöründeki gelişme, ticaret ve sanayi sektörlerini de canlandırmıştır. GAP bu olumlu gelişmeleri sağlamış olmakla birlikte; tarımda su, gübre, çeşitli kimyasalların artarak kullanılmasına bağlı olarak, pek çok sorun da görülmeye başlanmıştır. Bu sorunların katlanarak artacağına da kuşku yoktur. Sorunların geriye dönülmez tahripler yapmadan tespiti, çözümlerinin araştırılması ve bölge çiftçisi ve diğer sektör insanlarının eğitilerek sorunların çözümünün sağlanması ve en önemlisi sorun yaratılmasının önlenmesi olağan üstü önem taşımaktadır. Günümüzde tarımsal verim artışı, yeni teknolojiler üreten bilimsel ve teknik kapasitelerin geliştirilmesine giderek artan oranda bağımlı olmaktadır. Teknolojik gelişmenin en büyük dayanağı ise araştırmalardan elde edilen sonuçlardır. Araştırmalar ve teknolojiler için yapılan çalışmalar ve yoğun yatırımlar sonucunda tarım son 20- 30 yıl içinde Türkiye'nin büyüyen ekonomisi içinde çok önemli bir sektör görevi üstlenmiş bulunmaktadır. Bununla birlikte ülkemizin refah ve sağlık içinde yaşaması tarımın itici gücüne ve dolayısiyle toprakların korunması ve kalitelerinin belirlenmesine bağlıdır. Türkiye toprakları gıda, yem, giyecek, ve enerji sağlamak için her geçen gün artan ölçüde baskı altında kalmaktadır. Bu toprakların kalitelerini sürdürebilmeleri büyük ölçüde elde edilen ve edilmekte olan araştırma ve deneyim sonuçlarına bağlıdır. Bu çekiciliği nedeniyle dikkatlerimiz şu anda sulu tarıma açılmış bulunan Harran ovasına çevrilmiş bulunmaktadır. Toplam 225 000 hektarlık Harran Ovası büyük bir tarımsal potansiyele sahiptir. Bu topraklar üzerinde bazı çalışmalar yapılmış olmasına rağmen, önemi dolayısıyla ayrıntılı çalışmalara büyük bir ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışma Harran Ovası topraklarının başta kil mineralleri olmak üzere, mineralojik yapısını incelemek ve oluşum mekanizmalarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Harran Ovasının jeolojisi ve jeomorfolojisi göz önüne alındığı zaman toprak ana materyalinin tümünün eksojenik (dış kökenli) olduğunu görmekteyiz. Ovada taşınmış malzemelerin 450 m ye kadar vardığını DSİ (1972) tarafından 1960 lı yıllarda yapılan derin sondajlardan anlamaktayız. Dağların eteklerine doğru bu derinlikler azalmaktadır. Aşırı yağışların olduğu bir günde dağlardan büyük oranda toprakların ovaya doğru sellerle taşınması da bunun bir kanıtıdır. İncelenen topraklarda yaklaşık %25 civarında kireç bulunmaktadır. Bu toprakların aşırı dercede şişmesini önlediği gibi, alkali toprakların oluşumunu da engellemektedir. Kil katları arasında en onemli katyonun Ca oluşu bunu kanıtlamaktadır. Topraklarda sadece tuzluluğun olması bitki yetiştirme açısından önemli bir engel değildir. Tuzların drenajla yıkanması toprakları normal ekim yapılabilecek bir duruma getirebilir. Bu olay aynı zamanda, aşırı killi olmasına rağmen geçirgenligin de normal olmasına yardım etmektedir. Sulama bakımında bu çok önemli bir durumdur. Araştırma alanı topraklarında organik madde miktarı genellikle % 1'in altında olup bunun doğal sonucu olarak biyolojik aktivitenin düşük olması gerekir. Çalışma alanındaki topraklarda kil içeriği ve çeşidine bağlı olarak KDK 22- 50 cmol kg-1 arasında değişmekle birlikte Gürgelen, Ekinyazı, Harran, Kısas, Çekçek, Akören, Bellitaş, Beğdeş, serileri yüksek en yüksek değerlere sahipken, en düşük değere Akçakale serisinde görülmüştür. Çalışma alanı toprakları hafif bazik reaksiyonlu (pH 7.1- 8.5) olmakla birlikte toprakların Gürgelen, Ekinyazı, Akçakale, Akören serilerinde tuzluluk görülürken, Harran, İrice, Bellitaş, serilerinin yüzey topraklarında tuzluluğun tarımda risk yaratacak değerlere ulaştığı görülmüştür. Bitki besin maddeleri açısından zengin oluşları nedeniyle Vertisol topraklar tarım bakımından çok değerli topraklardır. Harran Ovası topraklarının tarımsal potansiyelinin yüksekliği de çoğunlukla Vertisol olmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca incelenen toprak serilerinden Gürgelen ve Akçakale serilerinde yaygın jips kristalleri görülmüştür. Toprak örneklerinin sahip oldukları kil mineral çeşitleri x- ışını yansıma ile belirlenen analiz sonuçları, çalışma alanı topraklarında en çok smektit ikinci sırada paligorskit ve bu iki baskın kil mineralleri ile birlikte klorit, illit, kaolinit ve kuvars minerallerinin bulunduğu tespit edilmiştir. Paligorskit ve klorit miktarında derinliğe bağlı olarak bir artış, smektit miktarında da bir azalış gözlenmiştir. Horizonların kil mineralleri arasındaki dönüşümü, yüzey ve alt horizonlarındaki farklılığı ile şu şekilde ifade edilebilir. Yüzeyden derine doğru paligorskit miktarında bir artışın gözlendiği, smektitte ise derinliğe bağlı bir azalışın gözlendiği ve bu mineralin smektit mineraline dönüştüğü anlaşılmaktadır. Smektit ile paligorskitten sonra illit, kaolinit, klorit, yüzey horizonlarda en fazla yer alan minerallerdir. Ovanın güneyine doğru profillerin kireç düzeyi düşmektedir ve bu kesimde homojen bir dağılım göstermektedir. Bu durum ovanın güney bölgesine taşınan malzemenin daha ince olduğunu göstermektedir. Transktlerin kireç içeriğini veren grafiklerde görülen zikzaklar, çevreden akarsularla yeni malzeme taşınmalarının olduğu fikrini güçlendirmektedir. Harran Ovasından çok daha düşük yağış alan bölgelerde kalsik ve petrokalsik horizonlara raslanması, ovada yok denecek kadar az olması toprakların oldukça genç olduğunu kanıtlamaktadır. Fatik ve Tektek dağlarının kayaç rezidüsü üzerinde yapılan çalışmalar her iki rezidünün birbirine benzer mineralojik bileşenlere ve aynı zamanda topraklarda bulunan minerallere benzediği ortaya konmuştur. Çevredeki jeolojik olaylar (horst ve graben oluşumu) göz önüne alındığında, toprak ana materyalinin yerinde oluşmadığı ve ovanın çevresinde bulunan yüksek tepelerden yağan yağmurlarla devamlı olarak çöküntü havzasına doğru taşındığını göstermektedir. Gürgelen profili III (P.16) hariç topraklarda az oranda sekonder kireç birikintilerinin olması, üzerinde çalışılan toprakların aynı zamanda çok genç olduğunu göstermektedir. Yağmurla sürekli taşınan malzeme toprakları da yenilemektedir. Horizonlar arasında sınırların belirgin olmayışı da benzer karakterde malzemelerin zamanla topraklara ilave edildiğini kanıtlamaktadır.
URI: http://hdl.handle.net/11513/141
Appears in Collections:Fen Bilimleri Enstitüsü

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
237398.pdf9.93 MBAdobe PDFView/Open


Items in DSpace are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.